Bir ölüm ve ortaya çıkardığı gerçekler

Kocaeli Ayakkabıcılar Odası Başkanı Mustafa Yılmaz’ı hafta içinde kaybettik.

Mustafa Ağabey benim için bir oda başkanından çok bir yakınım gibiydi.

Sapancalı’ydı. Ama uzun yıllar İzmit’te oturuyordu. Pırıl pırıl 3 evlat sahibiydi. Kocaelispor’un eski yardımcı antrenörlerinden, Sekalı İsmail Yılmaz’ın ağabeyiydi.

Mustafa Ağabey 70 yaşındaydı.

Ama her zaman dinç, taşı sıksa suyunu çıkartacak kadar sağlıklı ve güçlü görünürdü.

Mustafa Ağabeyle 7-8 yıldır aynı apartmanda komşuyduk.

Bu nedenle çok iyi biliyorum.

Her zaman haksızlığın karşısında olmuş, yanlışa göz yummamıştır.

Yanlış yapan gördüğünde çok çabuk öfkelenir, hayatını ortaya koyardı. Karşısında kaç kişi olduğuna bakmaz, yüzüne yüzüne doğruları haykırırdı.

Çok iyi biriydi. Özellikle çocukları çok severdi. Çevresine fayda sağlamak için ilerleyen yaşına rağmen sorumluluk almaktan hiç kaçınmaz, taşın altına gövdesini koyardı.

Bu şehirde yüzlerce ayakkabı üreticisi, tamircisi, satıcısı var. İki yıl önce hepsi odaya sırtını dönmüştü. Kocaeli’de Ayakkabıcılar Odası kapanıyordu, Mustafa Ağabey izin vermedi.

Sinirli, haksızlığı görünce çabuk öfkelenen yapısı nedeniyle birgün ya yüksek tansiyondan ya da kalp krizinden ölecek diye endişe ederdik.

Mustafa Ağabey, hiç kimsenin aklına gelmeyecek şekilde, zatürreden hayatını kaybetti.

Sapancalı Mustafa Ağabey’in ciğerlerine yerleşen bir iltihap nedeniyle vefat edeceği kimsenin aklına gelmezdi.

Mustafa Ağabey’in ölümüne elbette çok üzüldüm. Ama O’nun ölümünden sonra bu kentte insan hayatının ne kadar ucuz olduğunu, öldükten sonra bile son isteğinin yerine gelemeyeceğini gördüm, daha da üzüldüm.

Türkiye’de sağlık sistemi çok ilerledi, hastaneler mükemmel duruma geldi falan diyoruz ya, ben inanmıyorum.

Sabahattin Ali’nin 40’lı yıllarda yazdığı, “Sulfata” hikayesinden çok uzakta olduğumuzu düşünmüyorum.

Mustafa Ağabey, belki de hayatında ilk kez ölmeden 10-15 gün önce hastaneye gitmiş. Kendini halsiz hissettiği şeklinde şikayetleri vardı. Sigara kullanmadığı halde nefes almakta zorlanıyordu.

Bu tür durumlarda birinden yardım istemeyi de gururuna yediremezdi, Kocaeli Üniversitesi Hastanesi’ne giderek muayene olmuştu. Akciğerlerinde su biriktiği tespit edilmiş.

Mustafa Ağabey’in akciğerinden su alıp, laboratuvara gönderilmiş, “Yirmi gün sonra gel, sonuca göre tedaviye bakarız” denilmiş.

Tahlil sonucu Mustafa Ağabey vefat ettikten sonra geldi: Akciğerde zaturre başlamış, kalbe yakın yerde iltihaplanma meydana gelmiş.

Bu kadar acil bir durumu olduğu halde,her türlü donanıma sahip, yüzlerce doktorun yetiştiği bir hastanede, tahlil sonucu çıkmadan teşhis konulamamış ve durumun ciddiyeti anlaşılamamıştı.

Bu nedenle diyorum ki, tıp ne kadar ilerlerse ilerlesin, Sabahattin Ali’nin Sulfata hikayesinde olduğu gibi bu memlekette prosedürleri aşıp, hala halka dokunmayı başaramadıktan sonra bu ilerlemiş tıbbı biz ne yapalım, ne işimize yarasın!

Gelelim işin diğer boyutuna.

Mustafa Ağabey’i ecel, Cedit Mahallesi’nde Çınarlı Camii karşısındaki dar pasajın çıkışındaki dükkanında yakaladı. Ayakkabı tamiri yaptığı küçük iş yerinin kepenklerini kapatırken fenalaşarak kendi ayaklarıyla Kocaeli Devlet Hastanesine gitti. Sedyeye yattı, bir daha kalkamadı.

Mustafa Ağabey, yıllardır o küçük dükkanı işletiyordu. İzmit Kent 1.Etap Sitesine taşınmadan önce evi de o bölgedeydi.

Cenaze namazı normalde Cedit Mahallesinden kalkmalıydı. Ama geçen yıl yıkılan Baş Çınarlı Camii hala yapılamadı. Cemaat şehrin göbeğinde prefabrike tek katlı binada sıkış-tıkış namaz kılıyor.

Cenaze namazı kılacak ne açık alan, ne de araç yanaşacak yer kalmadı. Bu nedenle mecburen cenazesi Topçular’dan, yeni evine en yakın noktadaki bir camiden kaldırıldı.

Mustafa Ağabey’in ölümüyle görüldü ki, İzmit’in en büyük mahallesinde vefat eden birinin cenaze namazını kılacak, yaşadığı muhitte arkadaşlarından, dostlarından helallik alacak bir camisi de yok.

Ne yapacak bu insanlar? Caminin yapılması için birilerinin keyfi gelene kadar Allah’a “Ne olur emanetini şimdi alma” diye dua mı edecek?

...

Mustafa Yılmaz’ın hayatı haksızlıklara karşı mücadeleyle geçmişti.

Ölümünde de bu şehirdeki eksik, noksan işleri bize göstermiş oldu.

Dilerim bu ölümden birileri ibret alır.

İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Bu şehir en azından insanlar öldükten sonra vasiyetini rahatça yerine getirebildiği bir şehir olmalı.

Hastanede hastaya ilgiyle yaklaşılmalı, yıkılan camisi yapılmadı diye cenazesi başka yerlere görürülmek zorunda kalmamalı.

Bir de Mustafa Ağabey, Ayakkabıcılar Odası kapanmasın diye çok mücadele etmişti. Bu şehirde ayakkabı tamircileri artık birlik olup, bu odayı en azından Mustafa Yılmaz’ın hatırası için yaşatmalıdır.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar İbrahim Gürsel - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Demokrat Kocaeli Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Demokrat Kocaeli hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Demokrat Kocaeli editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Demokrat Kocaeli değil haberi geçen ajanstır.



Anket Yerel seçimlerde Derince'de kime oy vereceksiniz?
Tüm anketler