Tamam! O konuda düşüncelerimi açıklıyorum

HİÇ gizlemedim; çokça yazdım çizdim;

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, aile fertlerimden biri gibi, 25 yıllık dostlarımdan en sevdiklerim gibi, değer verdiğim, önemsediğim biri… “Temmuz” kitabımda onunla ilgili “Yol arkadaşım!” dahi demiştim…

Günlerdir beni arayanlar var…

Mesaj kutuma onuna çekilmiş fotoğraflarımı atanlar var…

Bu yakınlık dolayısıyla beni eleştirenler dahi var…

Ve fakat şöyle de bir gerçek var:

Metin Feyzioğlu bir Atatürkçüdür ve Atatürkçülük öncelikle akıl ve bilimdir. Ben de bir Atatürkçüyüm ve benim için de öncelik akıl ve bilim.

Aklın olduğu yerde “biat” olmaz; aklın olduğu yerde “koşulsuz onay” olmaz. Aklın olduğu yerde her birey, kendi sorgulamalarıyla kendi doğrusunu bulur.

Bu yüzden;

Feyzioğlu ya da bir başkası için “Her yaptığı doğrudur, her yaptığını savunurum” diyecek, biatçı ve onaycı bir anlayışta olmadım ve olmayacağım.

Ve daha önemlisi…

Sevdiğim insanlar arasında, zaman zamanki farklı bakış açılarım, sevgiyi ve saygıyı zedeleyecek nitelikte olmadı ve olmayacak…

***

Çoklu baro sistemine karşı, avukatların seçim sisteminin değişmesine karşı çıkıp bununla ilgili en net yazıları yazan gazetecilerin başında geliyorum…

Peki, soruyorum:

Feyzioğlu, demokratik haklarını kullanarak Ankara’ya yürüyen baro başkanlarından farklı mı düşünüyor?

Hayır!

Çoklu baro sistemine karşı…

Seçim sisteminin iktidarın sunduğu gibi değiştirilmesine karşı…

Dahası, bununla ilgili mecliste tüm siyasi parti temsilcileriyle görüştü.

Peki, görüşmek yeter mi?

Bence daha ilerisi olmalıydı.

Çünkü burada sorun, hükümetin baroları dışlayarak bir kanun çıkarmaya yeltenmesi…

Ve görüyoruz ki, macun tüpten çıktı.

Yasa çıkıyor.

***

Birkaç yıl önce Türkiye Barolar Birliği ifadesinden Türkiye isminin çıkartılması için bir çalışma başlatmıştı hükümet…

En sert tepkiyi Prof. Dr. Metin Feyzioğlu göstermişti.

Hatta ve hatta bunun bir FETÖ projesi olduğunu savunmuş, binlerce avukatı Ankara’ya toplayıp bu projeyi engellemişti.

Çoklu baroya karşı da Türkiye Barolar Birliği’nden daha güçlü bir ses çıkabilir miydi?

Belki de…

Ama Metin Feyzioğlu’nun da dediği gibi:

Yöntem farklı…

Bazı barolar Feyzioğlu gibi diyalog süreci işletti, bazı barolarsa Feyzioğlu’ndan farklı olarak yürüyüş düzenledi.

Halbuki hepsinin düşüncesi aynı…

***

Ama şunu da ifade etmeden geçemeyeceğim:

Feyzioğlu’nun yeni yargı paketi sürecinde Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ve hükümet yetkilileriyle yakın bir temas içinde olması, bazı baroları rahatsız etti. Daha sonraki süreçte de atılan bazı ortak adımlar, baroların tepkisini artırdı.

Ve son süreçte sadece yöntemler farklı iken, sanki fikirler de farklıymışçasına bir algı yaratıldı.

Dolayısıyla Feyzioğlu’na yapılan muhalefet, çoklu baro sisteminin önüne geçti.

Bu, baroları böler, barolara zarar verir.

***

Özetlersem;

Bir: Feyzioğlu’na duyduğum sevgi ve saygı, ona biat etmek, her adımını doğru kabul etmek değildir.

İki: Feyzioğlu, yürüyen baro başkanlarından farklı düşünmüyor. Sadece yöntemler farklı… Belki evet, tepkisi daha sert olabilirdi.

Üç: Feyzioğlu’na yapılan muhalefetin çoklu baro sistemine verilen tepkinin önüne geçmesi, baroları zafiyete uğratır.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Mevlüt Soysal - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Demokrat Kocaeli Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Demokrat Kocaeli hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Demokrat Kocaeli editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Demokrat Kocaeli değil haberi geçen ajanstır.



Anket Yerel seçimlerde Derince'de kime oy vereceksiniz?
Tüm anketler